İngilizce Cümlede Vurgu (Emphasis in English Sentences).
- Panda
- 8 Oca
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Mar
İngilizce cümlelerde vurgu her şeydir. İngilizce cümlelerde vurguyu sağlamanın birçok yolu olmasına rağmen, hem yazılı hem de sözlü iletişimde bunu yapmanın en kolay yolu cümle sıralamasını değiştirmektir. İngilizce cümlelerde vurgu tonlama ile de değiştirilebilir, ancak bu tonlamayı yazıya dökmek mümkün değildir.
İngilizce cümlelerde vurgu yapmanın en temel iki yolu vardır: cümle sıralaması ve tonlama. Tonlamada, vurgulamak istediğimiz kelimeyi daha yüksek ve farklı bir tonda söylememiz yeterli olabilir. Ancak cümle sıralamasına gelince, bazı dilbilgisi kurallarını iyi bilmemiz gerekir.
İngilizce cümlelerde vurgu genellikle ilk öğede olur. Yani, düz bir cümlede öznenin yer aldığı kısım genellikle en çok vurgulanan kısımdır. Ancak, her zaman özneyi vurgulamak istemeyebiliriz. Bu yüzden cümle sıralamasını değiştirmemiz gerekebilir. Fakat bunu yaparken dikkatli olmalıyız çünkü öğeleri doğru şekilde taşımak çok önemlidir.

Hazırsan, İngilizce cümlelerde vurgulamayı nasıl yapabileceğimize bir bakalım!
Etken Cümleyi Edilgene Çevirme
İngilizce cümlelerde vurguyu değiştirmenin en temel yollarından biri, cümlenin çatısını değiştirmektir. Etken çatı (active voice), genellikle en yaygın gördüğümüz cümle tipidir ve cümledeki işi yapan kişiyi, yani özneyi vurgular. Edilgen çatı (passive voice) ise işi yapan kişinin önemli olmadığı veya belirtilmesinin gereksiz olduğu durumlardır. Bu durumda yapılan iş ön plandadır ve cümlenin nesnesi özne konumuna geçer.
Örnek:
Active: The chef cooked the meal. (Şef yemeği pişirdi.)
Bu cümlede, işi yapan kişi "şef" vurgulanmıştır.
Passive: The meal was cooked. (Yemek pişirildi.)
Bu cümlede, işi yapan kişi belirtilmemiştir. Vurgu, yapılan iştedir ve yemek özne konumundadır.
Başka bir örnek:
Active: The artist painted the picture. (Sanatçı resmi boyadı.)
Bu cümlede, sanatçı işi yapan kişidir ve vurgulanmıştır.
Passive: The picture was painted. (Resim boyandı.)
Bu cümlede ise sanatçının kim olduğu önemli değildir. Vurgu, boyanan resimdedir.
Bu şekilde cümlenin yapısını değiştirerek, hangi öğeyi vurgulamak istediğimizi belirleyebiliriz.
Zamanın Yerini Değiştirme
İngilizce cümlelerde bazen vurguyu zamana taşımak isteyebiliriz. Örneğin, ne zaman tatile gittiğimizi belirtmek önemliyse, zamanı cümlenin başına alabiliriz.
Örnek:
We visited our grandparents yesterday. (Dün büyükannemizi ziyaret ettik.)
Bu cümlede zaman ifadesi sonda yer alıyor. Ama zamanı vurgulamak istersek, cümleyi şöyle değiştirebiliriz:
Yesterday, we visited our grandparents. (Dün büyükannemizi ziyaret ettik.)
Gördüğün gibi zaman ifadesini başa aldık ve ardından virgül kullandık. Artık vurgu, ne zaman ziyaret ettiğimizde.
Başka bir örnek:
We finished the project last night. (Dün gece projeyi bitirdik.)
Zamanı vurgulamak için cümleyi şöyle değiştirebiliriz:
Last night, we finished the project. (Dün gece projeyi bitirdik.)
Bu şekilde, vurgu projenin bitirildiği zamana kaymış oldu.
Umarım İngilizce cümlelerde vurgu yapma konusunda yeni şeyler öğrenmişsindir! Ne kadar anlatırsak anlatalım, vurgu yapmayı kağıt üzerinde öğrenmek zor olabilir. Bu yüzden zamanla ve İngilizce konuşanları dinledikçe bu konuda daha iyi olacaksın.
Zarfların Yerini Değiştirme
İngilizce cümlelerde vurguyu değiştirmenin bir başka yolu, zarfları cümlenin başına taşımaktır. Her zarfla bunu yapamasak da genellikle bu şekilde vurguyu değiştirebiliriz.
Örnek:
She quickly finished her homework. (Hızlıca ödevini bitirdi.)
Bu cümlede zarf, yani "quickly" (hızlıca) cümlenin ortasında. Ama vurguyu değiştirmek istersek, cümleyi şöyle yapabiliriz:
Quickly, she finished her homework. (Hızlıca, ödevini bitirdi.)
Bu şekilde, "quickly" (hızlıca) kelimesine vurgu yapmış oluruz.
Başka bir örnek:
He usually eats breakfast at 8 AM. (Genellikle sabah 8'de kahvaltı yapar.)
Zarfı başa almak için cümleyi şöyle değiştirebiliriz:
Usually, he eats breakfast at 8 AM. (Genellikle, sabah 8'de kahvaltı yapar.)
Bu şekilde, "usually" (genellikle) kelimesine vurgu yapmış oluruz.
Bu yöntemi kullanarak, cümlede hangi kısmın önemli olduğunu belirtebiliriz.
Olumsuzluk İfadelerini Başa Taşıma
Cümlede geçen “never, seldom, no sooner, in no way” gibi olumsuz ifadeleri başa taşıyarak vurguyu olumsuz yapabiliriz.
Örnek:
I have never eaten such delicious cake! (Hiç bu kadar lezzetli bir kek yememiştim!)
Never have I eaten such delicious cake!
Bu yapıyı genellikle Present Perfect cümlelerde kullanırız.
Yardımcı Fiille Vurgulama
İngilizcede Simple Present ve Simple Past gibi bazı zamanlarda olumlu cümlelerde yardımcı fiil kullanmayız. Ancak fiili vurgulamak istiyorsak, fiilden önce yardımcı fiil kullanabiliriz. Simple Past bir cümledeysek, asıl fiilimizi yalın halde kullanmamız gerektiğini unutma!
Örnek:
He won the game. (Oyunu kazandı.)
He did win the game. (O gerçekten oyunu kazandı.)
Bağlaç Görevli Zarflarla Vurgu
"Introductory adverbs" olarak adlandırılan bağlaç görevli zarflar, cümlenin başında veya sonunda kullanılabilir. Cümlenin başında kullanıldığında, cümlenin tamamını daha vurgulu hale getirir.
Örnek:
I enjoyed the movie especially. (Özellikle filmi beğendim.)
Especially, I enjoyed the movie. (Özellikle, filmi beğendim.)
Bu bilgiler seni biraz zorlayabilir, bu yüzden sadece bilgi amaçlı kullanabilirsin. Unutma ki İngilizce dilbilgisi kurallarını ezberlemeye çalışma. Mümkün olduğunca doğal bir şekilde öğrenmeye çalış. İngilizce dilbilgisi kurallarını ezberlemek yerine, örnek cümleler üzerinde çalışarak ve bol bol pratik yaparak öğrenmek daha faydalıdır.
İngilizce öğrenirken, kitap okumak, İngilizce filmler izlemek ve ana dili İngilizce olan kişilerle konuşmak gibi aktiviteler dilbilgisi kurallarını doğal olarak öğrenmene yardımcı olur. Böylece kuralları ezberlemek zorunda kalmazsın ve dili daha akıcı bir şekilde kullanabilirsin. Örneğin, bir cümlenin nasıl kurulduğunu görmek için örnek cümleler inceleyebilir ve kendi cümlelerini oluşturabilirsin. Bu yöntemle öğrenmek, dil bilgini pekiştirmek ve kalıcı hale getirmek için çok daha etkili olacaktır.
Comments